2000’li yılların başları, türün hayranlarının bugün hala hakkında konuştuğu en iyi romantik komedilerden bazılarını yarattı. Bazı filmler türün sınırlarını zorlarken, diğerleri romantik komedi türünün temel formülüne sadık kaldı, böylece herkes oturup izlediğinde iyi vakit geçirebildi.
Bu filmlerde rol alan kadın ya da erkek başrol oyuncuları, 2000’li yıllarda bu türün tanınmış isimlerine dönüşerek ikon haline geldi. Bu dönemde romantik komediler Hollywood için bir dönüm noktası olmuş ve son birkaç on yılda türe iniş çıkışlar yaşatmıştır. İşte 2000’li yılların en iyi romantik komedileri.
10 The Proposal (2009)
Sandra Bullock komşu kızı rolünü bir kenara bırakıp herkesin nefret ettiği patronu canlandırıyor. The Proposal, Margaret’ın (Bullock) ABD vizesini korumak için yardıma ihtiyacı olması ve bunun tek yolunun asistanı Andrew (Ryan Reynolds) ile evlenmek olduğunu düşünmesi üzerine sahte flört mecazını ele alıyor. İkilinin, hükümeti ve Andrew’un ailesini ilişkilerinin yasal olduğuna inandırmaları gerekmektedir. Bu düşmanların filmin sonunda aşık olacaklarını görmek çok kolay, ancak yol boyunca yapılan yolculuk izlemeye değer.
9 A Cinderella Story (2004)
Külkedisi hikâyesi pek çok kez anlatıldığı için herkes bilir, ancak A Cinderella Story klasik masala BuzzFeed‘in ikonik hale geldiğini söylediği bir yorum getirdi. Ancak, komşu kızı rolündeki Hilary Duff ve prens rolündeki Chad Michael Murray’i sevmemek mümkün değil. Masalı modernize ettiler ve teknolojiyi cam ayakkabı olarak kullandılar. Sam’in okuldaki en popüler çocuk olan Austin Ames adında bir mektup arkadaşı vardır. Onunla tanışmak ve prenseslik hayalini gerçekleştirmek için maskeli baloya katılmaya karar verir, tabii önce üvey annesi araya girmezse.
8 50 First Dates (2004)
Adam Sandler ve Drew Barrymore 2000’lerin başında romantik komedilerde görülen yeni çift oldu. 50 First Dates’te Henry, sevgilisi yarını hatırlamayacak olsa da onu kendine aşık etmek için her gün romantizmin doruklarına çıkmaya devam ediyor. Lucy’nin kısa süreli hafıza kaybı vardır ve Henry’nin ona söylediği hiçbir şeyi hatırlamaz. Henry sadece ona değil, ailesine ve arkadaşlarına da onun durumundan faydalanmaya çalışmadığını kanıtlamak zorundadır.
7 13 Going on 30 (2004)
13 Going on 30, biraz sihir tozuyla fantastik yöne kayan bir romantik komedi, ancak film özünde kendini bulma etrafında dönüyor. Jenna ortaokuldan bıkmıştır ve artık bir yetişkin olmayı dilemektedir. Birdenbire 30 yaşında bir kadın olarak uyandığında gizli dileği gerçeğe dönüşür. Ancak yetişkin olmak pek de hayal ettiği gibi değildir ve kendi zorluklarını da beraberinde getirir. Jennifer Garner ve Mark Ruffalo’yu ekranda izlemek büyük bir keyif ve onlara aşık olmamak elde değil.
6 She’s the Man (2006)
She’s the Man, bir Shakespeare klasiğinin bu modern uyarlamasıyla kısa sürede hayranların favorisi haline geldi. Viola, futbol takımına girebilmek ve erkekler kadar iyi olduğunu kanıtlayabilmek için erkek kardeşinin kılığına girerek onun okuluna gitmeye karar verir. Kendini, kardeşinin oda arkadaşı ve fen sınıfından bir kız arasında kafa karıştırıcı bir aşk üçgeninin içinde bulur. She’s the Man, gerek mizahı gerekse Bynes ve Tatum arasındaki kimya için izlenmesi gereken büyüleyici ve eğlenceli bir film.
5 The Princess Diaries (2001)
Herkes Mia Thermopolis gibi bir genç kızın prenses olmasını izlemek ister. “The Princess Diaries,” Mia’nın yaşadığı bu hayali gerçekleştirmeyi isteyen her kız için büyük bir hit oldu. Film, Mia’nın bir çocukken hoşlandığı çocuğun da ona ilgi göstermesini sağlamaya çalışması gibi romantik öğelere sahip olmasına rağmen daha fazlasını sunuyor.
4 How to Lose a Guy in 10 Days (2003)
How to Lose a Guy in 10 Days’de gazeteci Andi Anderson, iki haftadan kısa bir sürede bir erkeğin kendisinden ayrılmasını sağlayabileceğini kanıtlama görevindedir. Ancak, seçtiği adam da herhangi bir kadını kendisine aşık edebileceğini kanıtlamaya çalışmaktadır.
İkili küçük bahislerini bir kenara bıraktıklarında, gerçekçi olmaya başlarlar ve bu ilişkiye bir şans vermeye karar verirler. Eleştirmenler, Kate Hudson ve Matthew McConaughey arasındaki kimyayı, bir romantik komedinin başarılı olması için gereken tek şey olarak tanımlıyor.
3 Maid in Manhattan (2002)
Jennifer Lopez, çalıştığı otelde yüksek profilli bir konuğa aşık olan, zor durumdaki bekar bir annedir. Konuk, onun aslında otelde hizmetçi olduğunun farkında değildir. Lopez, Maid in Manhattan’da izleyicileri aşk için her şeyi riske attığına inandırıyor. Filmin sonunda herkes ikilinin bir araya gelmesini ve sonsuza dek mutlu yaşamalarını umuyor. Lopez bu filmle romantik komedi türünde başrol oyuncusu olarak da kendini sağlamlaştırdı.
2 My Big Fat Greek Wedding (2002)
Portokalos ailesindeki herkes Toula’nın 30 yaşında olduğu ve hâlâ ailesine ait restoranda çalıştığı için asla evlenemeyeceğinden endişelenmektedir. Teyzesinin seyahat acentesinde işe girdikten sonra, öğretmen olan, yakışıklı ve ailesinin evlenmesini istediği gibi Yunan olmayan Ian Miller’a aşık olur. Toula, yabancı ve vejetaryen olduğu için babasının onu sevmeyeceğinden korkmaktadır.
1 Bridget Jones’s Diary (2001)
Bridget Jones’s Diary, bekâr bir kadının hayatını anlatan 1996 tarihli aynı adlı romandan uyarlanmıştır. Bridget sonsuza kadar bekar kalacağından ve en iyi ilişkisinin bir şişe şarapla olacağından korkmaktadır. Kendini patronu ve züppe bir boşanmış adamla bir aşk üçgeninin içinde bulduğunda, olduğu gibi sevilmeye layık olduğunu çabucak fark eder.
Bridget Jones’un Günlüğü, kadınların her zaman kendilerine karşı dürüst olmaları ve güvensizliklerinin yollarına çıkmasına izin vermemeleri gerektiğini gösteriyor.