Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi her yıl çeşitli kategorilerde yılın en iyi filmlerinin adaylarını açıklar. Bu adaylıklar çoğu zaman şaşırtıcı değildir, çünkü filmin kendi sanatından ya da vizyona girdiğinden beri “Oscar dedikodusu” alan eleştirmenlerin gözdesi olduğu açıktır. Bir haydut filmi (belki de bir komedi?) adaylar arasına sızsa bile, Oscar’ı kazanmak tamamen farklı bir hikaye.
Ancak Hollywood’un seçkinlerinin bir filmi harika bulması, kitlelerin de aynı fikirde olduğu anlamına gelmiyor. Bazen kazananlar tartışmalı olabiliyor, Oscar hayranların favorisi olan bir film yerine daha az bilinen, karamsar bir filme gidiyor. Diğer durumlarda ise insanlar ödül için seçilen iddialı filmleri eğlendirici olmaktan ziyade sıkıcı ve gösterişli bulabilirler. Ya da bazı kazananlar eğlenceli bir gece için fazla ciddi bir tonda olabilir. Hatta bu daha az erişilebilir filmlerden bazıları gişede tam bir bombadır.
Ancak pek çok durumda Akademi parlaklığı halktan önce fark eder ve başlangıçta başarısız olan filmler sevilen kült klasikler haline gelir. Bazıları sabote edilirken, bazıları rakipleri tarafından gölgede bırakılır, bazıları ise doğru düzgün pazarlanmamış ya da çok yüksek bütçelerine rağmen başarısız olmaya ayarlanmıştır. Ve arada bir, ne eleştirmenler ne de izleyiciler tarafından beğenilen bir film, belirli bir kategoride parlayarak Oscar kazanmayı başarıyor.
Her film için bildirilen gişe rakamları, aksi belirtilmedikçe, hem yerel hem de uluslararası gişeleri içeren dünya çapındaki toplamlardır. Bir gişe hasılatının bütçeden yüksek olmasının filmin kârlı olduğu anlamına gelmediğini belirtmek gerekir. Çeşitli stüdyolar, dağıtımcılar, sinema salonu sahipleri ve hatta oyuncular pastadan pay aldıklarından, filmlerin gerçekten para kazanabilmeleri için genellikle yapım bütçelerinin en az iki katını getirmeleri gerekir.
İster artık klasik olarak kabul edilen eski filmler olsun, ister daha çağdaş yapımlar, Oscar kazanan bu filmlerden bazıları gişede umduklarını bulamadılar. İşte, gişede başarılı olmayı hak eden fakat umduklarını bulamayan 11 ödüllü film.
11 The Wolfman (2010)
Oscarlar: | En İyi Makyaj |
Bütçe: | 150 milyon dolar |
Gişe: | 140 milyon dolar |
1941 yapımı bir filmin yeniden çevrimi olan The Wolfman, Universal Studios’un tüm zamanlardaki en büyük mali başarısızlıklarından biriydi. Son dakika yaratıcı kadro değişiklikleri, senaristlerin grevi, filmin yönetiminde yapılan sayısız revizyon ve vizyon tarihinde yaşanan birçok aksaklık, Benicio Del Toro, Anthony Hopkins, Emily Blunt ve Simon Merrells’in de aralarında bulunduğu oyuncu kadrosunu bile dönem korku filmini gişede batmaktan kurtaramadı.
“Yaptığımız En Kötü Filmlerden Biri Wolfman’di”
Universal Stüdyoları başkanı Ron Meyer de filmden pek memnun kalmadı ve şunları söyledi: “Yaptığımız en kötü filmlerden biri Wolfman’di. Wolfman ve Babe 2 çıkardığımız en berbat filmlerden ikisi.”
Yine de The Wolfman, bir kurt adam filmi için önemli bir unsur olan makyaj dalındaki tek adaylığıyla Oscar ‘ı evine götürdü.
10 The Age of Innocence (1993)
Oscarlar: | En İyi Kostüm Tasarımı |
Bütçe: | 34 milyon dolar |
Gişe: | 47 milyon dolar |
Taxi Driver ve Goodfellas filmlerinin de yönetmeni olan Martin Scorsese, The Age of Innocence’ın hikayesinde yer alan duygusal istismarın filmi bugüne kadar üzerinde çalıştığı “en şiddetli” filmlerden biri yaptığına inanıyor. Edith Wharton’ın romanından uyarlanan film, 19. yüzyıl New York’unun yüksek sosyete çevrelerini ve bu çevrelerde yer alan tüm karakterler arasında ortaya çıkan karmaşık bir aşk üçgeni ağını konu alıyor.
Scorsese’nin iddialarına ve aldığı olumlu eleştirilere rağmen, sinemaseverler onun bu dönem filmini yönetmek için şaşırtıcı bir seçim olduğunu düşünmüş ve çoğunlukla filmi sinemalarda izlemekten vazgeçmiş olabilirler.
9 Blade Runner 2049 (2017)
Oscarlar: | En İyi Sinematografi, En İyi Görsel Efekt |
Bütçe: | 185 milyon dolar |
Gişe: | 259 milyon dolar |
Selefi gibi Blade Runner 2049 da gişede yapımcıların umduğu kadar iyi bir performans gösteremedi. Pazarlama ekibi filmin konusuyla ilgili çok az bilgi içeren şifreli tanıtımlar sunmayı tercih etti – Star Wars gibi serilerde işe yarayan bir taktik ancak Blade Runner’ın potansiyel hayranlarını filmin görülmeye değer olup olmadığı konusunda kararsız bıraktı.
Oscar Başarısı ve Eleştirmenlerin Yorumları
Eleştirmenler filmin görselliğini (Oscar ‘da aldığı teknik ödüllere de yansıdı) ve orijinal filmin temalarını nasıl geliştirdiğini övdü ama aynı hataların çoğunu da yaptı. Pek çok eleştirmen filmin çok uzun sürdüğünü ve serinin genelinde tanık olunan açık cinsiyetçiliğin gerektiği gibi ele alınmadığını ifade etti.
8 Girl, Interrupted (1999)
Oscarlar: | En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Angelina Jolie) |
Bütçe: | 40 milyon dolar |
Gişe: | 48 milyon dolar |
1960’larda borderline kişilik bozukluğu teşhisi konulduktan sonra akıl hastanesine gönderilen Susanna Kaysen’in anılarından uyarlanan Girl, Interrupted yıldızlarla dolu bir kadroya sahipti. Ancak Winona Ryder, Angelina Jolie, Brittany Murphy, Elizabeth Moss ve Clea DuVall filmde rol almalarına rağmen gişede hayal kırıklığı yarattı.
Oyunculuk ve Oscar Başarısı
Eleştirmenler, özellikle Ryder ve Jolie’nin oyunculuklarını övdü; Jolie Oscar ‘a layık, çılgın bir karakteri canlandırıyordu. Yine de eleştiriler, düzensiz ve melodramatik bir olay örgüsüne atıfta bulunarak karışık kaldı. Hatta New York Times’ın eleştiri başlığında “Sızlanmayı kes, küçük kız” yazıyordu.
Gişe başarısı ya da başarısızlığı açısından, konu birkaç saatlik eğlence arayan sıradan sinemaseverler için fazla yoğun olabilir.
7 Hugo (2011)
Oscarlar: | En İyi Sinematografi, En İyi Ses Miksajı, En İyi Ses Kurgusu, En İyi Görsel Efekt, En İyi Sanat Yönetmenliği |
Bütçe: | 180 milyon dolar |
Gişe: | 186 milyon dolar |
Hugo’nun yapımcıları başlangıçta bütçeyi 100 milyon dolar olarak belirlediler, daha sonra 3D’ye uyarlama da dahil olmak üzere çok sayıda kararla bütçeyi 80 milyon dolar aştılar. Hugo Cabret 1930’ların Paris’inde bir tren istasyonunun duvarlarında yaşayan bir yetimdir. Ölen babasının anısını yaşatmak için yanında sadece bir otomatla kalan Cabret, bir oyuncak tüccarının vaftiz kızıyla birlikte sonunda bir yuva bulmak için maceraya atılır.
11 Dalda Oscar’a Aday Gösterildi
Film 11 dalda Oscar’a aday gösterildi ve beş dalda Oscar kazandı ancak Amerikan gişelerinde aynı dönemde gösterime giren Arthur Christmas, Puss in Boots, The Muppets ve Happy Feet Two gibi diğer aile filmlerinin gölgesinde kaldı.
Hugo uluslararası alanda, sadece 71 milyon dolar kazandığı yurtiçinden daha iyi bir performans gösterdi. Yine de, nispeten mütevazı kârlar, Martin Scorsese’nin dümende olduğu bir film için beklenmedik bir şekilde hayal kırıklığı yarattı. Sinemaların hasılattan aldığı pay düşünüldüğünde, Paramount’un bütçesini geri kazanmasına da yetmedi.
6 Ed Wood (1994)
Oscarlar: | En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Martin Landau), En İyi Makyaj |
Bütçe: | 18 milyon dolar |
Gişe: | 5.9 milyon dolar |
Yönetmen Tim Burton’ın tutku projesi olarak gördüğü, Johnny Depp ve Martin Landau’ya Sarah Jessica Parker ve Patricia Arquette’in eşlik ettiği Ed Wood, Burton’ın tüm zamanların en az hasılat yapan filmi oldu.
Biyografik Öykü ve Başrol Performansı
Ölümünden sonra “tüm zamanların en kötü yönetmeni” olarak anılan, Hollywood’un zor durumdaki sanatçılarından Ed Wood’un biyografik öyküsünü anlatan film, başroldeki karakterin direncini vurguluyor ve eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanıyordu ama çok niş bir izleyici kitlesine hitap ediyordu. Yine de kült bir klasik haline geldi ve Burton’ın en iyileri arasında sayılıyor.
5 Almost Famous (2000)
Oscarlar: | En İyi Senaryo |
Bütçe: | 60 milyon dolar |
Gişe: | 47 milyon dolar |
Yönetmen Cameron Crowe’un Rolling Stone’da muhabirlik yaptığı ilk yıllarının yarı otobiyografik bir anlatımı olan Almost Famous, hayali bir grubu (ve bir grup hayranı) turnede takip eden hikayesiyle 1970’lerin rock ruhunu yakaladı. Film eleştirmenler tarafından çok beğenildi, hatta Roger Ebert filmi yılın en iyi filmi ödülüne aday gösterdi. O zamandan beri kült bir klasik haline gelmiş olsa da, bu tanımlama sinemalardaki kötü performansına işaret ediyor.
Eleştirmenlerin Yorumları ve Oscar Başarısı
Crowe ile filmi finanse eden ve vizyona sokan DreamWorks SKG arasındaki ilişkilerin gergin olduğu bildiriliyor. Crowe, şirketin filmi pazarlamak için daha iyi bir çaba gösterebileceğine inanırken, DreamWorks’ün Crowe’un “küçük kişisel filmi” için daha fazla para harcamakla ilgilenmediği söylentileri yayıldı.
Filmin 60 milyon dolara mal olan bütçesinin, kısmen planlanandan daha uzun süren prodüksiyon ve alışılagelmişin üzerindeki müzik bütçesi nedeniyle 15 milyon dolar aşıldığı bildirildi.
4 What Dreams May Come (1998)
Oscarlar: | En İyi Görsel Efekt |
Bütçe: | 85 milyon dolar |
Gişe: | 71 milyon dolar |
Robin Williams ve Cuba Gooding Jr.’ın başrollerini paylaştığı What Dreams May Come, yakın zamanda iki oğlunu kaybeden Dr. Chris Nielsen (Williams) ve eşi Annie’nin hayatını anlatıyor. Chris bir araba kazasında hayatını kaybettiğinde, öbür dünyada ailesiyle yeniden bir araya gelmeye çalışır.
İki Dalda Oscar’a Aday Gösterilen Film Eleştirmenlerden Karışık Yorumlar Aldı
İki dalda Oscar ‘a aday gösterilmesine ve Williams’ın iyi performansına rağmen film eleştirmenlerden karışık yorumlar aldı. Eleştirmenler filmin iddialı amacını ve eşsiz görselliğini överken (bir eleştirmen filmi “bir dizi tablonun canlanmasına” benzetti), olay örgüsünü genellikle aşırı duygusal buldular.
Aynı gün vizyona giren çocuk filmi Antz’ın başarısı da filmin gişe performansını engelledi.
3 Citizen Kane (1941)
Oscarlar: | En İyi Senaryo, En İyi Özgün Senaryo |
Bütçe: | 839,700 dolar |
Gişe: | 1.6 milyon dolar (1990’lı ve 2000’li yıllardaki birden fazla yeniden gösterim dahil) |
Orson Welles’in yönettiği ve başrolünü oynadığı Citizen Kane, sonunda tüm zamanların en beğenilen filmlerinden biri haline geldi. Ancak filmin çekilmesi bile, yani filme ilham veren gerçek adam yüzünden tehlikeli bir yoldu: William Randolph Hearst.
Citizen Kane, gazete patronunu kalpsiz, güce aç bir megaloman olarak resmeder ve onun peşinden acı çeken insanlara çok az saygı gösterir. (Welles’in Hearst’ün sevgilisi aktris Marion Davies’e karşı bir zaafı olduğu söylenir).
Welles bağlantıyı inkar etmeye çalışsa da, 28 gazete ve derginin sahibi olan Hearst bu kötü tasviri çabucak öğrendi ve film hakkında olumlu bir şey basmayı reddetti. Welles’e karşı bir karalama kampanyası başlattı ve RKO Radio Pictures’ın yanı sıra çeşitli sinema zinciri sahiplerine de şantaj yapmaya çalıştı. Sinemalar filmi göstermek isteseler bile, en popüler yayınların çoğunda reklamını yapamadıkları için koltuklarını doldurmakta zorlandılar.
Akademi ve Oscar Başarısı
Film 1942’de Akademi tarafından kabul edilmiş olsa da, Citizen Kane ancak on yıllar sonra Amerikan sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak anılmaya başlandı.
2 The Right Stuff (1983)
Oscarlar: | En İyi Ses, En İyi Film Kurgusu, En İyi Ses Efekti Kurgusu, En İyi Orijinal Müzik |
Bütçe: | 27 milyon dolar |
Gişe: | 21 milyon dolar |
Tom Wolfe’un 1979 tarihli “kurgusal olmayan romanından” uyarlanan The Right Stuff, NASA’nın ilk astronotları olan Mercury 7’nin hayatını beyaz perdeye taşıdı. O zamanın son teknoloji ürünü görüntü ve seslere ve Ed Harris, Dennis Quaid, Sam Shepard ve Jeff Goldblum gibi yıldızlarla dolu bir oyuncu kadrosuna rağmen, film gişede bütçesini karşılayamadı.
Kötü pazarlama da sorunun bir parçası olabilir; Mercury 7 astronotu John Glenn’in başkanlık yarışına denk gelen The Right Stuff’ın gösterimi, ilham verici (hatta değerli) bir filmden ziyade seçim propagandası gibi görünmüş olabilir.
Şirketin Dağılması ve Oscar Başarısı
Ne yazık ki uzay filminden sorumlu yapım şirketi Ladd Company için bu son darbe, şirketin dağılmasıyla sonuçlanan bir dizi gişe başarısızlığının ardından geldi.
1 It’s a Wonderful Life (1946)
Oscarlar: | Teknik Başarı Ödülü |
Bütçe: | 3.7 milyon dolar |
Gişe: | 3.3 milyon dolar |
Ocak 1947’de gösterime girecek olmasına rağmen, dağıtımcı RKO Radio Pictures, It’s a Wonderful Life‘ı 1946 Noel’inde vizyona girmesi için zorladı. Başlangıç bütçesi yaklaşık 2 milyon dolar olarak belirlendi, ancak şişirilmiş çekim programları ve çok sayıda ekip değişikliği sonunda harcamaları neredeyse 4 milyon dolara çıkardı.
Film artık bir tatil klasiği olarak kabul edilse de, sinemaseverler başlangıçta galası için sinemalara gitmeye ikna olmadı. Ne yazık ki eş zamanlı olarak başka bir savaş temalı tatil filminin gösterime girmesi ilgiyi yapımdan uzaklaştırdı. Bütçeyi ciddi şekilde aşan filmin gişede yaşadığı başarısızlık Liberty Films yapım şirketi için yıkıcı oldu.
Şirket bu başarısızlık yüzünden iflas etti ve 1974 yılında süresi dolan telif hakkı lisansını da ya yanlışlıkla ya da kasıtlı olarak yenilemedi. It’s a Wonderful Life tatil sezonunda aileleri eğlendirmek için ucuz ve kolay bir araç sağladığı için kablolu TV kanalları bu hatadan yararlandı.
Beş Adaylık Arasından Gelen Tek Oscar
İlginçtir ki, abartılı bütçeyle ilgili en büyük şikayetlerden biri, filme beş adaylık arasından tek Oscar ödülünü kazandırdı. Özel efektler sorumlusu Russell Shearman, film için daha önce sektör standardı olan kızarmış mısır gevreği ya da asbest yerine yeni bir sahte kar türü icat etti.
Yapım şirketindeki diğer yönetmenler yeni malzemelerin maliyetini can sıkıcı buldular, George Stevens şöyle dedi: “Neden bahar gelmiyor ki?” Shearman’ın buluşu Teknik Başarı Akademi Ödülü’nü kazandı ve bugün hala kar sahneleri için kullanılıyor.